24 Ağustos 2015 sel, taşkın ve kütle hareketleri afetlerinden tam bir yıl sonra, 01 Eylül 2016 günü Fındıklı, Arhavi ve Hopa yine sıra dışı yağışlar almış ve özellikle Fındıklı ve Arhavi’de bu yağışlar sel, taşkın ve kütle hareketleri afetlerine neden olmuştur. Bu afetler için sıra dışı sağanak yağış tetikleyici olmuştur. 31 Ağustos 2016 saat 06:00 ile 02 Eylül 2016 saat 06:00 arasında, Hopa 262,1 mm, Arhavi 251,1 mm ve Fındıklı 270,8 mm yağış almıştır. Bu yağış miktarları her üç ilçenin 1975-2016 yılları hem Ağustos ve hem de Eylül ayı ortalama toplam aylık yağış miktarlarından fazladır.
Fındıklı, Arhavi ve Hopa; Rize ve Artvin’in Doğu Karadeniz aklanında kalan ilçeleridir. Bu ilçeler; Doğu Karadeniz Dağları’nın Karadeniz aklanını drene eden akarsuların Karadeniz’e boşaldıkları mansap kesimlerine ait kıyı düzlüklerinde yer alırlar. Dar sahil şeridi ve yüksek eğimli yamaçlar; bu ilçelerde yaşayanlar için yerleşim amaçlı yer seçiminde fazla alternatif vermez. Andezit, dasit, riyodasit, spilit vb. magmatikler bu yörenin ana kayalarıdır. Bu kayalar, uygun iklim koşulları (sıcaklık, yağış ve nem) nedeniyle hızla altere olarak ayrışırlar ve onların üzerinde ayrışma ürünü kalın bir regolitik enkaz örtüsü oluşur. Bu regolitik kalın ayrışma ürünü enkaz örtüsünde; sağanak yağışlar ile birlikte suya doygun hale geldiğinde yüksek eğimli yamaçlarda kayma ve akma tipindeki kütle hareketlerinin meydana gelmesi kaçınılmaz oluyor. Yamaçlarda gerçekleştirilen yapılaşma ya da yol inşaatı amaçlı kazı ve dolgu yapılması bu tür kütle hareketlerinin sıklık ve boyutlarının artmasında teşvik etmektedir.
03-04 Eylül 2016 tarihlerinde, Arhavi ilçesi ve yakın çevresinde sel, taşkın ve Kütle hareketleri (Heyelan ve toprak akmaları) amaçlı gözlem ve çeşitli ölçmelere dayalı araştırmalar yapılmış olup; bu araştırmaların değerlendirme ve sonuçları aşağıdaki gibidir:
- Aşağı Hacılar ve Yukarı Hacılar Dereleri mansap bölümlerinde drenaj kanalına yapılan yatak değişikliği ve dere ıslahı amaçlı hatalı düzenlemeler Arhavi ilçesinin bu bölümünde sel ve taşkınlara neden olmuştur. Her iki derenin yataklarında yapılan; keskin dönüşler, kısa mesafeli menderes oluşumları, şekilsiz ve anlamsız yatak ötelendirmeleri, vb. değişiklikler su akışını engelleyici, sel ve taşkını teşvik edici rol oynamaktadır. Bu nedenlerle; her iki derenin mansabına yakın bölümlerinde dere yatağı su akışını engelleyici hale getirilmiştir. Gerekli kamulaştırmaların yapılması ve sonrasında yukarıdaki su akışını engelleyici fiziki faktörlerin ortadan kaldırılarak her iki derenin sularının engellenmeden Karadeniz’e ulaşması için düzenlemelerin yapılması, eski Hopa-Rize karayolu ve yeni Karadeniz Sahil yolu geçişlerinin de yeterli genişliklere sahip köprü ile yapılması önerilmektedir.
- Yatak kesitlerindeki küçültmeler bu derelerin sutaşıma kapasitelerini olumsuz etkileyerek yüksek enerjili akışa neden olmaktadır. Bu durum taşınan yük miktarının ve yükün tahrip edici, bozucu etkisinin de artmasına neden olmaktadır. Dere yataklarının sık sık, her fırsatta üstlerinin kapatılması hem kanal kesitini azaltmakta ve hem de içinin rüsubat ile dolmasına, tıkanmasına neden olarak su akışını engellemektedir. Ayrıca içlerinin temizlenme zorluğu da kullanımlarını güçleştirmektedir. Dere yataklarının daraltma ve/veya üstünün kapatılmasıyla kesit azaltma uygulamalarından vaz geçilmelidir ve menfez kesitlerinin derenin sel karakterli akışı sırasında taşıyacağı kum, çakıl, blok, ağaç kök ve gövdeleri ve insan yapısı her türlü yükü ve bunların birikmesini de dikkate alarak yapılması, mevcutlarının ise yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
- Dere ıslah çalışmaları kapsamında yapılan istinat duvarları ve dereye su tahliyesi için bırakılan kanallar da taşkın etkisinin artmasına neden olmuştur. İstinat duvarlarının üst kotlarındaki düzensizlikler ve boşluklar yükselen dere suyunun bu alçak kot ve eksik bölümlerden çevredeki alçak düzlüklere yayılıp göllenmesine neden olmuştur. Çevredeki yüzeysel suların dereye tahliyesi için bırakılan su kanallarının dere yatağı taban seviyesine yakın olması sıkıntılı bir durumdur. Bu kanallar; dere suyunun taşması için istinat duvarını aşmasına ihtiyaç bırakmayan rol üstlenmişlerdir. Dere suyu bu kanallar seviyesine ulaştığında, bu kanalları kullanarak çevreye yayılarak göllenmiştir. Bu kanalların; dere yatağından çevreye su yayılmasını önleyecek ters kapak (Klape) sistemi ile kullanılması önerilmektedir. Ancak bu tedbirin uygulanması çok zor görünmektedir. Zira bu kanalların şekil ve boyut olarak bir standarttı olmayıp son derece düzensiz oldukları dikkat çekmektedir.
- Boğaziçi Mahallesi çevresine göre çukurda kalmaktadır. Yamaçlardan gelen su, bu çukur alanda göllenmeye neden oluyor. 01 Eylül 2016 günü Arhavi’de meydana gelen afette Kapisre Deresinden bu çukur alana su gelmemiştir. Ancak daha fazla yağış alındığında Kapisre deresinde yükselen sular bu çukur alana dolabilir ve daha büyük bir afete neden olabilir. Boğaziçi Mahallesi çanağının taşkına uğraması ve suyun göllenmesi sonucu çok ciddi can ve mal kayıplarına neden olma potansiyeline sahiptir. Hem eski Hopa-Rize karayolu ve hem de Karadeniz sahil yolu Boğaziçi Mahallesi çanağının kuzeyinde 3m civarında birer set oluşturarak bu çanakta daha fazla suyun toplanmasına ve göllenmesine, toplanan bu suyun tahliyesinin engellenmesine neden olmaktadır. Bu sahanın ve yakın çevresinin güncel plankotesinin çıkarılması ve bu verilere dayalı drenaj projesinin hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca Kapisre deresinin her iki kıyısına, öncelikli olarak doğu kıyısına taşkın önleme levesi yapılması da tedbir amaçlı olarak önerilmektedir.
- Boğaziçi Mahallesinin ortasından geçen ve güneyden kuzey yönünde Karadeniz istikametinde, önce iki segment ve daha sonra tek bir kanal olarak akış gösteren “Derivasyon Kanalı”; varoluş amacına hizmet etmeyen ve aksine sıra dışı yağışlarda Boğaziçi Mahallesinin sular altında kalmasına önemli katkı yapma potansiyeline sahip bir drenaj kanalıdır. Ayrıca yamaçlardan düzlüğe inen seyelan suları ile sıra dışı yağışlarda ortaya çıkan çizgisel akışlar da Boğaziçi Mahallesinin çevresine göre daha alçakta kalan ve bu çukurluğun sular altında kalmasına katkı vermiştir/verecektir.
- Yağışlar sırasında; Cumhuriyet Mahallesi ve Boğaziçi Mahallesi doğu yamaçlarından gelen yüzeysel sularını, topografik eğim özellikleri ve akım potansiyelleri dikkate alınarak toplayacak drenaj kanallarını içerir bir proje uygulanmalıdır.
- Andezit, dasit, riyodasit, spilit vb. magmatik kayalar ve onların üzerinde ayrışma ürünü kalın bir regolitik enkaz örtüsü; sağanak yağışlar ile birlikte suya doygun hale geldiğinde yüksek eğimli yamaçlarda, kayma ve akma tipindeki kütle hareketlerinin meydana gelmesine uygun zemin hazırlamıştır. Yamaçlarda gerçekleştirilen yapılaşma ya da yol inşaatı amaçlı kazı ve dolgu çalışmaları bu tür kütle hareketlerinin sıklık ve boyutlarının artmasına teşvik etmektedir. Böylece; ayrışmış magmatik kaya ürünü kalın enkaz örtüsü suya doygun hale geldiğinde, ayrışmamış aynı magmatik anakaya üzerinde, gravite kuvvetinin etkisi ile eğim yönünde hareket etmektedir. Bu kütlesel yer değiştirmeler bazen rotasyonal kaymalar şeklinde bazen de düzlemsel kaymalar şeklinde yer yer de zeminin suya doygunluk derecesine ulaşmasıyla birlikte akmalar formunda gerçekleşmiştir. Bitki örtüsü tahribi, hatalı arazi kullanım tür tercihleri, hatalı yapılaşma ve diğer inşaat projelerinin uygulanmasından kaçınılması önerilmektedir.
- Ayrıca; Arhavi ilçesi güncel doğal akım birikimi ve akım yönlerinin belirlenmesi ve bu verilere dayandırılan yüzeysel drenaj sisteminin yeniden projelendirilmesi, Yağmursuyu drenajının güncel eğim koşulları dikkate alınarak revize edilmesi, Kayma ve akma tehlikelerine ait risk haritalarının hazırlanması ve araziden faydalanmada risk bölgelerinin dikkate alınarak karar verilmesi, Artvin ilçesinin gelecek 10, 30 ve 50 yıllık nüfus projeksiyonlarının gerçekçi olarak yapılması, alt yapı ve yerleşim planlarının bu nüfus projeksiyonlarına göre karar verilmesi önerilmektedir.
Prof. Dr. Hüseyin TUROĞLU
Jeomorfoloji Derneği Başkanı